Sorgulamayı bilip, sorgulama yapmak. Araştırmayı bilip, araştırmayı yaptığımızda umutsuzluk kaygısından kendimizi kurtarırız. Gelecek kaygısından kurtulmanın yolu umutlu olmaktan geçer. Bir de diğer taraftan bakarsak, ülkemizde gelecek kaygısı olmayan kaç kişi var. Anlaması veya açıklaması zor. Ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel kaygıların yoğun olduğu dönemlerden geçiyoruz.
“ Atalarınızı değiştiremezsiniz, fakat torunlarınızla ilgili bir şeyler yapabilirsiniz.” ( W. 12 Zard) sözü gereği her birey geleceğiyle ilgili belli bir mücadele verir. Kişiler karşılıklı fikir teorisinde bulunduklarında ekonomi ile ilgili düşüncelerini beyan ederler. Örneğin ben halkın temel ihtiyaçlarının daha rahat karşılanabilmesi için ana kurumların, kamunun elinde olması tarafındayım. Aslında halkın çoğunlukta bu düşüncede olduğunu düşünürüm. Neden diyeceksiniz! Çünkü yaşlı gurup içindeki bireyler kendi evlatları veya torunlarının kamu kurumlarında işe girmelerinden yana olduklarını belirtenler çoğunluktadır.
Öyleyse dönüp, dolaşıp kamu gücünün ağırlıkta olduğu karma ekonomik sisteme değer vermemiz gerekir. Devlet ve özel teşebbüs birbirine karşı değil, birbirinin tamamlayıcısı olarak ele alınmalıdır.
Milli birlik ve beraberlik, bir ülkenin ayakta kalabilmesi milli birlik ve beraberlikle mümkün olur. Bu durum aynı zamanda Atatürk milliyetçiliği düşüncesini taşır. Millet ülkesiyle birlikte bölünmez bir bütündür. Kurtuluş savaşının temelinde de bu görüş hâkimdir.
Ancak ülkemizde halkın içindeki durumu yorumlarsak gittikçe bu duygudan uzaklaşıldığını görürüz. Çok basit bir örnekle bu konuyu açıklayayım, sürekli saygı ve sevgi, esasından bahisle halk otobüslerinde gençler eskiden büyüklerine ve bayanlara oturdukları yerden kalkarak yer verirlerdi. Neden bu durum azaldı düşüncesiyle, konuyla ilgili bir kısım lise ve üniversite öğrencilerine sorular yönelttim. Ne cevap aldım biliyor musunuz, ? Bir bölümü bu yaşlılar falan siyasi teşekküle oy veriyor, bir bölümü bu bayanlar filan siyasi teşekküle oy veriyorlar öyleyse ayakta dursun ve eziyet çeksinler.
Görünürde küçük ama önemli kabul edilmesi gereken kurallara dikkat etmemiz de yarar vardır. Her konu bizim yaşam biçimimizle ilgilidir. Birlikteliğimizi bozacak unsurlara yer vermemeliyiz. Azınlık bir kesimin yaşamını üst düzeyde tutalım diye, halk olarak birbirimizi yemenin bir anlamı yok.
“ Hayat bir sınavdır ama diğer sınavlara pek benzemez, bazen yaptığın bir yanlış tüm doğruları götürebilir.” Dostoyevski
Elinize.dilinize ,yüreğinize sağlık hocam.Saygı ve sevgilerimi iletiyorum.