Hacı Şaban’ın oğludur. 1897 yılında Kalkandere’nin Hüseyinhoca köyünde doğdu. Hızır ve Hüseyin adlı ağabeyleri seferberliğe gidip şehit olunca ailenin tek erkek evladı olarak kaldı. Halk arasında “Hakâbanın Ahmet” olarak anılır.
Milli Mücadele senelerinde bazı köylüleri ve akrabaları ile birlikte çalışmak için İstanbul’a gitti. O yıllarda Kalkandereliler’in yoğun olarak bulundukları yerler Sarıyer, İstinye ve Rumelikavağı idi. Ahmet de bu bölgede nafakasını kazanmaya çalıştı. O yıllarda Osmanlı Devleti içte ve dışta birçok cephede savaşmakta, birçok badire ile uğraşmakta olduğundan devlet otoritesi sağlanamamaktaydı. Bu İstanbul’daki Ermeni ve Rum azınlıklar çeteler kurup Müslümanlara saldırmakta, Müslümanlar da kurdukları çetelerle bunlara karşı mücadele etmekteydi. İstanbul’u işgal eden İngilizlerden şımaran azınlık çetelerinin saldırılarına karşı kurulan çetelerden biri de Rizeli İpsiz Recep’in reisliğinde kurulmuştu. İpsiz Recep’e katılanlar arasında Karadere’nin Sivane köyünden de dört kişiyle bulunuyordu. Bunlar Güvelioğlu Hakâbanın Ahmet, Güvelioğlu Ruşen Efendi, Karaibrahimoğlu Halil ve Ustaahmetoğlu Kadir idi. Bunlar da Kuvây-ı Milliyecilerle birlikte hareket etti. İşgalcilerin etki ve baskısı altında olan İstanbul Hükümeti bunları eşkıya kabul ediyordu. Bir gün Sarıyer’de bir kahvehanede otururken tutuklanan bu dört kişilik grup 10,5 sene hapis cezasına çarptırıldı. Verilen cezayı çekmek için Sultanahmet hapishanesine gönderilen Hakâbanın Ahmet ve arkadaşları beş buçuk sene hapis yattıktan sonra Cumhuriyetin ilanından sonra çıkarılan bir aftan yararlanarak salıverildi.
Daha sonra köyüne dönen Ahmet 1950’den sonra 10 sene boyunca köyünde muhtarlık yaptı. 1970’li yılların başında haccını yaptı. 1977 yılında köyünde vefat etti ve evi önündeki aile mezarlığına defnedildi.