Sevgili Kalkandereliler;
Kamu hizmetlerinin etkin, verimli ve katılımcı bir şekilde sunulabilmesi için, bu hizmetleri organize edebilecek ve hem merkezi hem de yerel düzeyde örgütlenmiş bir sistem gereklidir. Hizmette sürekliliği sağlamak için ilgili kamu yetkililerinin kitle karşısında hesap verebilir kılınması, sistemin planlamasında ve önceliklerin belirlenmesinde vatandaş katılımının mümkün hale getirilmesi ve teşvik edilmesi gerekir. Zamanla değişen ihtiyaçların başka alanlara yönelmesiyle önceden inşa edilmiş olan kamu tesislerinin çürümeye bırakılmaması yeniden projelendirilerek ekonomiye kazandırılması hem ihtiyaçların karşılanmasında devletin sosyal hizmetlerinin sunulmasını sağlaması bakımından verimli bir yöntem olacaktır.
Bu çerçevede hizmetlerin sunulabilmesi için devlet kapasitesine olan ihtiyaç, merkezi ve yerel yönetimler arasındaki sorumluluk paylaşımının yapısı, aktif katılımcı politikalara olan ihtiyaç vb. konular önem kazanmaktadır. Gerek Kamu idarecilerinin atıl binaların verimli bir şekilde kullanımı için planlamaları gerekse yöre halkının bu mekânlar için sunduğu projelerin ekonomiye kazandırılarak üreten Türkiye bireylerinin yetişmesinde kullanılması önem arz etmektedir.
Kalkandere ilçemizin Seyrantepe İlkokulu olarak inşa edilen okul; başta göç ile azalan zamanla da öğrenci yetersizliğimden kapatılan bu okulun GENÇLİK Kampı Merkezi yapılması veya öğretmen evi olarak hizmete kazandırılması hem yörenin yeni hizmete açılan çağlayan şelalesinin hem de yakın bölgesindeki Ünalan köyündeki Cevizlik şelalesinin turizme kazandırılma noktasında verilen mücadeleye somut alt yapı destteki vermiş olacaktır. Yine Fındıklı köyünde mevcut atıl halde bulunan okul binası için de ayni yöntemle gençliğin ihtiyaçlarının giderilmesi veya Kalkandereli olupta köyde doğanın zamanla tahrip edip kalınmaz hale getirdiği ata ocaklarında ikamet edemeyen hemşerilerimizin konaklayacakları bir mekânın anca bu tür şartlarla kamu imkânıyla hayata geçirilmesi ciddi bir ihtiyacın karşılanması sağlanmış olacak hem de ve atıl halde kaderiyle çürümeye terk edilmiş bu binaların yeniden verimli bir şekilde hizmete sunulmasıyla Türkiye ekonomisine ciddi bir destek verilmiş olmasını sağlayacaktır.
Bu projeyle sadece atıl binalar aktif hale gelmemiş olacak Gençlik Merkezi ile gençlerin sosyal, sportif ve sanatsal ihtiyaçlarının giderildiği bir nevi doğa terapisiyle beyinlere reset atıldığı bir ortamın oluşturulması ile de ülkemiz gençlerine psikolojik destek verilerek sağlıklı beyinlerin oluşturduğu nesillerin yetişmesine imkân sunulmuş olunacaktır.
Atıl haldeki binalarımızı devlet Halk, Sivil Toplum, Vakıf, dernekler olarak aktif hale getirelim. Sılah- i rahimi güçlendirecek konaklama tesislerini hizmete açalım. Gençlerimizi ata kültürü ile buluşturalım. Maziden köklerini almayan gençlik atiyi inşa edemez. Önce kendimizi tanıyalım.
Tüm gençlerimizi, hemşerilerimizi mutlaka ata topraklarını ziyaret etmeye davet ediyorum. Unutmayalım ki yarınları aydınlatan tarihimizden aldığımız bilgi bırakımı ve güçtür. Tarihi ile bütünleşmeyenler zamanla rüzgârların tozları yok ettiği gibi yok olurlar.
Kalın sağlıcakla……
Lokman bey, çok önemli bir konuya parmak bastınız. Türkiye, bu kadar israfı kaldıramaz. Anadolu, bu tür boş binalarla doludur. Sadece okullar, sağlık ocakları değil, 30 ilimiz büyükşehirdir ya; öyle olunca boşalan belde belediye binaları boş ve kaderine terk edilmiş durumdadır. Bazılarını yıkmaya başladılar ki, içimiz kan ağlıyor. Milyonlarca liraya mal olan bir kaç yıllık binaları yıkmak da neyin nesi. Önerinizi can ü gönülden destekliyorum. Ömrünüze bereket.