1888 yılında Kalkandere’nin Hüseyinhoca köyünde doğdu. Babası Kasım, anası Aksu mahallesi Feyizoğlu ailesinden Rahime Hanım’dır. Tahsilini Karadere Medresesi’nde Oflu Ganiömerzade Mahmut Efendi’den yaptı.
1916 yılında askerlik görevi esnasında bulunduğu Erzurum cephesinde, Ruslara karşı savaşırken kasıklarından ağır şekilde yaralandı. Kaldırıldığı hastahanede 8 aylık tedaviden sonra tebdil-i hava için bir süre köyüne geldi. Sağlığına kavuştuktan sonra kalan askerliğini tamamladı.
Terhis olduktan sonra çalışmak için İstanbul’a gitti. 1919 yılından sonra akrabası Güvelioğlu Ahmet, eniştesi Ustaahmetoğlu Kadir ve komşusu Karaibrahimoğlu Halil ile birlikte Sarıyer’de teşekkül eden Kuvây-ı Milliyecilere katıldı. İpsiz Recep’e bağlı olarak faaliyet gösteren bu grup çevrede bulunan Rum çetelerine karşı mücadele etti. Böyle bir hadise sonucu ihbar edilince Sarıyer’de kahvehane’de otururken tutuklandı. Arkadaşlarıyla birlikte on buçuk sene hapis cezasına çarptırıldı. Ruşen Efendi Sultanahmet hapishanesine yatarken mahkumlar arasında bulunan bir Rum gencini sünnet ettirip Müslüman olmasını sağladı. Ayrıca dini eğitim almış olduğu için bu Rum gencine din dersleri vererek dini bütün bir Müslüman olarak yetişmesini temin etti.
Ruşen Efendi ve arkadaşları beş buçuk sene hapis yattıktan sonra çıkan bir aftan yararlanarak tahliye edildi. Memleketine dönen Ruşen Efendi asıl mesleği olan hocalığa başladı. Bu sırada Rize Kale Camii, Uma Toğli (Üçkaya) Camii, Aşağı Silyan (Yokuşlu) Camii, Tonik (Kızıltoprak) Camii, Aksu Camii, Maremit (Yeni Mahalle) Camii, Hohol (Soğukçeşme) Camii ve Hüseyinhoca köyü merkez camileri olmak üzere çevredeki birçok camide imamlık yaptı.
Çevrede hayli şöhreti olan Ruşen Efendi Rize şehir merkezine gittiğinde arkadaşı olan Orta Cami imamı, vaaz etmesi için kendisini kürsüye çıkarırdı.
Ruşen Efendi köyünde bilirkişi olarak da tanınırdı. Bunun için arazi sınır ihtilaflarının çözümü ve bozulan köy değirmenlerinin tamiri ile ilgilenirdi. Bir kış mevsiminde arızalanan köy değirmenini tamir etmesi için Kayabaşı köyünden bir usta bulup getirtmiş, tamir devam ederken karakış bastırmıştı. Kar altında tamirin yapılamıyacağını anlayan Ruşen Efendi’nin dilinden şu mısralar döküldü.
Kayabaşi kişladi
Kar yağişi başladi
Bu sene çok kar yağdi
Bu bizum iş fişladi
Yaşadığı dönemde çevrede bilinen Halvetiye-i Şabaniye tarikatı şeyhlerinden, dayısı olan Feyizoğlu Cemal Efendi’ye intisap etti. Hem eski bir medrese mezunu, hem de uzun yıllarını cami imamı olarak geçirmiş bir din adamı olması nedeniyle talebelik dönemi ile meslek hayatı boyunca okuyup topladığı kitaplarından oluşan bir kütüphanesi bulunmaktaydı. Bilinçsizlik sebebiyle muhafaza edilemeyen bu eserlerden ancak 20 cilt kadarı mevcuttur.
Hayatının sonlarında sağlığının bozulması üzerine evinde istirahate çekildi ve 16 Ağustos 1958 tarihinde vefat edip köyünde müderris Hüseyin Efendi’nin kabri yanına defnedildi. Dört defa evlenen Ruşen Efendi’nin ilk hanımı Sırma, ikinci hanımı Seher, üçüncü hanımı Saliye ve dördüncü hanımı Elmas’tır. Beşi kız, altısı erkek, toplam 11 çocuk babasıydı.