Rize’nin Kalkandere ilçesin Tohli (Madrese) mahallesinden olan Tabur imamı Yamakoğlu İbrahim Efendi 1918 yılında Batum’u Rus ve Gürcülerden teslim alan Teşkilat-ı Mahsusa Birliklerinde görevli bir subaydır. Teşkilat-ı Mahsusa Taburunda İmam olarak görev yaparken, sevk edildiği Doğu cephesinde, Kâzım Karabekir Paşa nezdinde savaşmış, daha sonra Adapazarı bölgesinde yoğunlaşan düşman faaliyetleri üzerine İzmit’i savunan ve burada Milis Yüzbaşı rütbesi alan akrabası Ahmet Bey’in yanında görev yapmıştır.
Bu dönemde Adapazarı bölgesi gerek Ankara’da kurulan milli hükümet, gerekse işgal kuvvetleri ve İstanbul hükümeti için stratejik bir bölgedir.
Milis Yüzbaşı Yamakoğlu Ahmet Bey tarafından 1920 yılı ortalarında Adapazarı bölgesinde kurulan ve faaliyete başlayan Kuvây-ı Milliyeci “Yamakoğlu Çetesi” bölgeyi işgal eden Yunanlılara, İngilizlere ve işgalcilerin desteğiyle çeteler kurup Müslüman Türklere saldıran Rum ve Ermenilere karşı savaşan milliyetçi müfrezelerden biri idi. Bir milis grubu olan bu müfreze üyelerinin tam bir listesi yoksa da adı bilinenlerin çoğu kurucusu olan Ahmet Efendi’nin akrabasıdır. Bu kahramanlardan adları tespit edebilenler şunlardır;
İbrahim Efendi ve kardeşi Mustafa, Tahir oğlu Durali, Milis Yüzbaşı Durali oğlu Ahmet, Tahir oğlu İsmail, Aziz ve Tevfik. Müfrezede bu ailenin dışında çoğunluğu Rizeli ve Kalkandereli olan gönüllüler de bulunmaktaydı. Bunlardan Çolakoğlu Sarı Ali, “O muharebelerde ilgili bildiğim bazı şeyleri öbür dünyaya götüreceğim” demiştir.
Düzenli ordunun kuruluşu ile birlikte Ali Fuat (Cebesoy) Paşa Kolordusuna katılan Yamakoğlu Çetesi, bölgede işgalci ve azınlıkların çıkardığı isyanların bastırılmasında ve Geyve’nin geri alınmasında önemli yararlılıklar göstermiş, Geyve Hükümet Konağına Türk bayrağı çekmişlerdi. Bu sırada yaralanan çete üyelerinden Tahir oğlu İsmail’in bulunduğu hastahanenin İngiliz Zırhlıları tarafından bombalanması üzerine şehit olmuştur.
Müfreze, Sakarya Savaşı öncesi Sakarya’nın batısında ordugâh kuran Yunan birliklerine karşı sayısız vur-kaç eylemi gerçekleştirmişti. Sakarya nehrini gece karanlığında sallarla geçiyor, baskından sonra yine aynı şekilde geri dönüyorlardı. Böylece hem “örtme ve keşif’ görevini yerine getiriyor, hem de ihtiyaçları olan silah ve cephaneyi düşmandan temin ediyorlardı.
Sakarya savaşı öncesi bir gece baskını sırasında Müfreze Komutanı İbrahim Efendi ile kardeşi Mustafa Bey başta olmak üzere çetenin önde gelen kişileri şehit düştüler. Yunanlılar bu kahramanların cesetlerini Sakarya nehrine attılar. Çetenin dağılması üzerine aileleri, başta İbrahim Bey’in eşi Meryem Hanım, Tahir oğlu İbrahim’in annesi Fatma Hanım eşyaları ve sığırlarıyla birlikte göç ederek Rize Karadere’ye dönmüş, bu şehit ailelerine daha sonra şehit aylığı bağlanmıştır.
Gelecek sayıda buluşmak üzere

Selam ve Dua ile