Kur’an-ı Kerim, şirki en büyük zulüm olarak nitelendirir. Bu hakikat Lokman süresi 13. Ayeti kerimede şöyle ifade edilir “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma, çünkü Allah’a ortak koşmak (şirk), elbette büyük bir zulümdür.”
Ayrıca Nisa suresi 48. Ayeti kerimesinde de asla bağışlanmayacak en büyük günahın şirk olduğu şu şekilde ifade edilir: ”Doğrusu Allah, kendisine şirk koşulmasını asla affetmez. Ondan başkasını (diğer günahları) ise, dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur. Her kim Allah’a şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur.” Resûlullah (sav) de, “Size en büyük günahın ne olduğunu söyleyeyim mi?” diye sorunca, ashâb,
“Evet, buyur ey Allah’ın Resûlü!” dediler. Bunun üzerine Resûlullah, “Allah’a ortak koşmak ve anaya babaya saygısızlık etmektir…” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 6)
Ayetlerden ve hadisten anlaşılacağı üzere inandığını iddia eden bir kimse için en büyük tehlike ve tehdit şirk konusudur. Toplumumuzda yaygın olan bir anlayış var: ‘Rabbinin huzuruna kul hakkı ile gelme de ne ile gelirsen gel.’ Hayır! Doğrusu,
‘Rabbinin huzuruna şirk ile asla gelme ‘ olmalıdır. Buradan kul hakkı önemsizdir gibi bir mana çıkarılmasın. Kul hakkı da çok önemlidir. Fakat yukarıdaki ayette dikkat edilirse kul hakkını değil, Allah (c.c.) kendisine şirk koşulmasını asla affetmeyeceğini ifade etmektedir. Diğer günahları ise kul hakkı dâhil, dilediği kimseler için bağışlayabilir. Zaten şirk konusunda hassas olan kimse kul hakkı konusunda da hassas olur. İnancımızı korumak için şirk konusunda çok dikkatli olmamız gerekir.
Şirkin tanımına gelecek olursak sözlükte, “ortak kabul etmek, ortak saymak” anlamına gelmektedir. Bir akaid terimi olarak ise “Yüce Allah’a ilahlığında, sıfatlarında, isimlerinde, fiillerinde, Rablığında ortak, eş ve benzeri isnad etmek” manasını ifade etmektedir. Şirkin iki yönü vardır. Birisi kudretsiz varlıkları Allah’ın yanına koyup onunla eşit kılmak, diğeri de Allah’ı hiçbir gücü ve iradesi olmayan varlıkların seviyesine indirerek onlarla müsavi görmektir. Her iki durumda da yapılan iş, şirk ve zulümdür.
Şirk insanlık tarihi kadar eskidir. Bütün insanlık tarihini kapsayan en yaygın sapıklık şirk olmuştur. İşte bu noktada insanı şirke sürükleyen sebepler vardır. Bu sebeplerin bilinmesi imanımızı gizli ve açık şirkten korumamıza vesile olur inşallah. Nedir bu sebepler? Yine Kur’an-ı Kerim bize bu sebepleri haber vermektedir.
Bunlar; bilgisizlik, cehalet, zanna uymak, düşünmemek, şüphecilik, heva ve hevese tabi olmak, aklı arzu ve isteklerin güdümüne sokmak, ataları taklit etmek, şeytanın vesveselerine aldanmak, bilim, meslek, mal, şöhret, makam gibi dünyevi hususların hayatın yegâne amacı olarak görmek, putlara karşı aşırı saygı ve sevgi beslemek, irade-i cüziyyenin din tercihinde herhangi bir fonksiyonunun olmadığına inanmak, Allah’a yakınlaşmak için putları aracı kılmak, putlardan şefaat dilemek. Şirke düşmemek için, Rabbimizin Kur’an-ı Kerimde bizi uyardığı ve bilgilendirdiği bu konulara hassasiyet gösterelim.
Peygamber Efendimizin şu duasını her zaman yapalım: “Allah’ım bilerek sana şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediğim kusurlarımdan dolayı bağışlanmak dilerim.”