Gerçek ne, yanlış ne bir türlü kavramakta zorluk çektiğimiz olgular. Birey genelde sen, siz yanlışınız sözcüğünü karşısında olan kişiye söyler. Çünkü ben sürekli doğruyum yahut da benim bildiklerimin tümü doğrudur. Aslında bilgi önce öğrenip, sonra öğretilen değerler bütünü olur.
Onun için eğitim- öğretimde uğraş verenler, öğrenip edindikleri bilgileri öğreten kişilerdir. Öğrenilenler mutlaka tartışılır ve yeni bilgilerle karşılıklı donanımla bir hal alır.
Ancak tartıştığın konular bilim ışığında olmalı ve muhataplar da sıkıntı yaratmamalıdır .Şimdi ben şöyle bir bilgiyi paylaşsam ( Lenin KALMUK Türklerinden mi? yoksa Çavuş Türklerinden mi? babaannesi Lukyan SMİRNOV.) diye hemen kaynak istenir. Bu bilgi bana ait değildir, okumaya çalıştığımız kitaplardan alınmıştır. Şimdi ne diyecekler O okuduğun kitap yalan yanlış yazılmıştır. Profesör Doktor Niyazi Kahveci’nin deyimi ile birazda siz araştırın, işi tamamen beleşe getirmeyin.
Bilim adamları, Şairler, Yazarlar, Araştırmacılar, Yaşamını bilimsel çalışmalar ve diğer değerler için adayan insanlar bilmezler de, evinde oturup tembellik içinde hiçbir çalışması olmayan insanlar bilir. Çünkü günümüz basın yayını dahi takip etmeyip bir kısım medya grupları ile dinlediklerini satmaya kalkışanlar ile uğraşmak bir görev olarak görülür.Bu durum Engels’in ‘’İnsanlar yaşadıkları gibi düşünürler.’’ Sözüne uyum sağlamaktadır.
Hoşgörü değerli bir sözcük, Ancak önce anlamıyla değerlendirmek gerekir. Yani iktidara, güce sahip olanlar, gücü elinde bulunduranların diğerlerine düzenli ve iyi gözle bakmasıdır.
Ancak siyasi erk gücü eline geçirirse hoşgörü tanımından uzaklaşır. Aslında siyaset,sorunları çözme sanatıdır. Fakat az gelişmiş ülkelerde sanki sorunlar yaratma sanatı olarak gözükür.
Öyleyse küçük görmeden, bilgili – erdemli kişilere değer vermek asli görevlerimizden olmalıdır.
Yoksa!
Hani bilirsiniz Neyzen Tevfik Kolay’ı ki Mehmet Akif Ersoy’un çok sevdiği insanlardandır. Neyzen Tevfik, Mehmet Akif ile çarşıda dolaşırken bir vatandaş Mehmet Akif’e siz baytar
(veteriner) değil misiniz deyip sözde küçümsemeye çalışırken Neyzen Tevfik araya girer ‘’ Evet muayene mi olacaksınız.’’ der.

barış ve esenlikler