İnsanlar;
-Hep birlikte koca bir ülkeyi yönetemeyeceği için temsil ve yönetme yetkisini milletvekillerine devretmiş.
-Tüm hukuk kurallarını enine boyuna bilemeyeceği için savunma hakkını avukatlara devretmiş.
-Kendi sağlığını iyileştirme ve koruma hakkını doktorlara devretmiş.
-Kendisinin ve çocuklarının eğitimini öğretmenlere devretmiş.
Bu ve bunun gibi yığınla örnek var.
İnsan birçok alanda yetkilerini ve haklarını devretmiş diyebiliriz.
Durum bu iken üzerinde düşünmemiz gereken soru şu: “bu kadar yetki devrinden sonra insan tembelleşmiş olabilir mi?”
Yönetme ve temsil etme yetkisini milletvekillerine devreden vatandaş; vergilerin nasıl toplanıp nasıl harcandığı, yatırımların hangi şartlarda kimin parası ile yapıldığı, kanunların nasıl hazırlandığı konularına uzak kalmış olabilir mi?
Savunma hakkını avukatlara devreden müvekkil; belgesiz bir şekilde aracının aranamayacağı gibi gündelik ve en basit konularda bile hakkını savunamaz hale gelmiş olabilir mi?
Sağlığını iyileştirme ve koruma hakkını doktorlara devreden hasta; zaten doktor var deyip sağlığını bozulmadan korumak yerine, doktorların varlığına güvenip sağlığına yeterince dikkat etmemiş olabilir mi?
Kendisinin ve çocuklarının eğitimini öğretmenlere devreden ebeveynlerimizin; nasılsa okulda öğretmen var, o öğretir diyerek çocuklarının eğitiminden kendisini muaf görmüş olabilir mi?
Bu soruları okurken cevaplarını da kendimizce vermişizdir. Benim düşünceme göre bu şekilde sıralanabilecek birçok sorunun cevabı “evet”.
“Yetki” beraberinde “sorumluluğu” getirir ve sorumluluk birçok noktada insanın konforunu bozar. İnsanların geneli konfor alanının bozulmasından rahatsızlık duyar. Bu sebeple farkında olmasa bile yetkilerini devretmek ister.
Tam da bu noktada kişisel fikrimi belirtmek istiyorum. Yönetim alanında aldığım lisans ve yüksek lisans eğitiminden öğrendiğim en temel ilkelerden birisi “yetki devredilebilir fakat sorumluluk devredilemez” dir.
“Yetki devri” işleri kolaylaştırmak ve verimliliği arttırmak için önemli ve yerine göre de gereklidir. Fakat yetkiyi devrettiğimiz sorumluluğu da devrettiğimiz anlamına gelmez.
Durum bu iken; hangi alanda olursa olsun yetkiyi devredebiliriz fakat sorumluluk bizlere ait olduğu için denetleme mekanizmamızı daima kurmak zorundayız.
Bir örnekle anlatacak olursak; Yönetme ve temsil etme yetkimizi (geçici süreliğine de olsa) milletvekillerine devretmiş olabiliriz. Fakat iktidar milletvekillerinin çıkaracağı ihale kanunundan doğan zararların sorumluluğu hepimize aittir. Demokrasilerde bu şekilde bir yetki devrenin denetleme mekanizmasi ise sandıktır.
Daha çok okumalı, daha çok sorgulamalı ve daha çok aydınlanmalıyız.
Kalın sağlıcakla.
Onur ÇOLAK – DEVA Partisi Rize İl Gençlik Çalışmaları Başkanı