Hasan KARAL : “BÜTÇE AHLAKI” ŞART
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Karal, bütçe ahlakının şart olduğunu belirterek, “Ticaretin, siyasetin, hukukun velhasıl insanı ilgilendiren her şeyin bir ahlakı olduğu gibi bütçenin de bir ahlakı vardır. Gerçek bir kalkınma, gerçek bir toplumsal barış için ülkemizin geleceğini ahlak, adalet ve dürüstlük üzerine inşa edelim.” dedi.
DEVA Partili Hasan Karal, TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye devam eden 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifinin 5’inci tur görüşmelerinde DEVA Partisi adına söz aldı. Karal, konuşmasına, geçen yıl TBMM kürsüsünde konuşurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Saadet Partisi Milletvekili Hasan Bitmez’i anarak başladı.
Hükümetin bütçeye ahlaki duyarlılık göstermesinin zorunlu olduğunu belirten Milletvekili Karal, ticaretin, siyasetin, hukukun ve insanı ilgilendiren her şeyin ahlakı olduğu gibi bütçenin de bir ahlakı olduğunu söyledi.
“Adaletin terazisinin sarsılmaması için, toplumsal ahlaki değerlerin yeniden ayağa kalkması için elimizi taşın altına koyalım”
Milletvekillerine çağrıda bulunan Karal, “Siz, biz, hepimiz hangi düşünceden, hangi dinden, hangi ideolojiden, hangi partiden olursak olalım adaletin terazisinin sarsılmaması için, toplumsal ahlaki değerlerin yeniden ayağa kalkması için elimizi taşın altına koyalım. İnanç üzerinden kutsallarımıza zarar veren istismarı sonlandıralım. Devletin cemaatleşmesine, cemaatlerin de devletleşmesine, siyasallaşmasına karşı duralım. Herkesin kendi işini yapmasını sağlayalım. Gençlerimize örnek olacak bir hukuk sistemi, etik bir yönetim anlayışı ortaya koyalım. Gerçek bir kalkınma, gerçek bir toplumsal barış için ülkemizin geleceğini ahlak, adalet ve dürüstlük üzerine inşa edelim.” diye konuştu.
“Karıncanın hatırını sormayı unutandan Süleyman olmaz”
DEVA Partili Karal, hakkı ve hukuku bilen, adalete inanan ve ahlakı en önemli değer gören Türk milletinin her şeyin en iyisini hak ettiğinin altını çizdi. Karal, şöyle devam etti:
“Karamsar olmak için birçok sebep var, umutlu olmak için ise sonsuz. Unutmayalım ki Ankara’nın, Türkiye’nin, hatta dünyanın mezarlıkları kendisini vazgeçilmez sananlarla doludur. ‘Biz varsak bu ülke var, biz yoksak yoktur’ diyenlerin hepsi geldi geçti, unutuldu; hoş sada bırakanlar hariç. Sözlerimi şu dizelerle bitiriyorum: Başkalarını ağlatarak gülemezsin. Başkalarının felaketi üzerinden saadet bina edemezsin, yıkılır. Güldüreceksin ki, gülesin. Karıncanın hatırını sormayı unutandan Süleyman olmaz.”