26 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’un güneyinden düşmana saldırdığında bozguna uğrayarak hızla İzmir’e doğru çekilen dağınık Yunan birlikleri Rum köylerinden geçerken köy halkı onlara,
“nereye, nereye” diye sorduklarında onlarda hiç çekinmeden “tatile tatile” diye karşılık vermişlerdi.
Afyon’dan perişan bir halde geri çekilen Yunan askerleri Rum köylülere panik havası oluşmasın diye gerçeği söylememişlerdi. Onlar gerçeği onların ifadesiyle “Kemal’in askerleri” köylerine geldiklerinde öğrenmişlerdi.
İngilizler, tarafından sonuna kadar desteklenen Yunan Ordusu bozguna uğratılmıştı.
26 Ağustos Cumartesi sabahı başlayan taarruz 30 Ağustos’ta düşmanın çembere alınması ile tamamlanmış ve Yunan Ordusu burada imha edilmişti.
Öyle bir taarruz planı ki, Ankara’nın önünün gizlice gece yürüyüşleri ile boşaltılarak Afyon Şuhut’ta toplanan Türk kuvvetlerinin Yunan birliklerini ters cephe hareketi ile çevrelediği bir plan.
Öyle riskli bir plan ki fark edilmesi halinde taarruza kalkmadan saldırıya uğrayacağımız bir plan.
Ancak Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Batı cephesinde kesin neticeyi almak için bu planın harfiyen uygulanmasını -bazı komutanların karşı çıkmasına rağmen- istemişti.
Plan, 27 Ağustos saat 17.00 ‘da Afyon’un kurtarılması ile ilk meyvesini vermiş ve arkasından birlikler, hızla diğer şehir ve kasabaları da kurtararak 9 Eylül’de İzmir’i, 11 Eylül’de Bursa’yı ve 17 Eylül’de de Bandırma’yı işgalden temizlemişlerdi.
30 Ağustos Başkomutan Meydan Muharebesi’nde imha edilen Yunan Ordusu’nun kalan düzensiz birlikleri bir taraftan Türk köylerini yakıp yıkarken, diğer taraftan da İngilizlere haber vererek yardım çağrısında bulunuyordu.
Nitekim İngilizler, Yunan Hükümetinin yardım çağrısına kulak vermeye çalışacaksa da onlarda şoktalardı. Böyle bir saldırıyı ve böyle bir kesin neticeyi beklemiyorlardı. O döneme ait başta İngiliz istihbarat raporları ve İngiltere’nin Yunan Hükümeti ile devam eden resmi yazışmaları incelendiğinde bu gerçek açık bir şekilde ortaya çıkacaktı. Peki Anadolu’nun her yerinde cirit atan İngiliz ajanları veya onların şifreli ismiyle
“Black Jumbo” neden böyle bir taarruz olabileceğini ön görememişti.
Nedeni çok basitti. Çünkü Taarruz gününü sadece üç kişi biliyordu.
Mustafa Kemal Paşa
Mustafa İsmet (İnönü) Paşa
Mustafa Fevzi (Çakmak) Paşa
Aslında hem İngiliz istihbaratı ve hem de Yunan istihbaratı Türk cephesinde bir hareketliğin olabileceğine dair bazı izlenimleri vardı Ancak bu izlenimleri üst komutanlar iyi okuyamamışlardı.
Yunan Ordusu bozguna uğradıktan sonra İngilizler gerçeği fark ettiklerin de son bir gayretle bazı diplomatik ataklarda bulunmak için Yunan Ordusuna “Bari Alaşehir hattında direnmeye çalışarak bize zaman kazandırın” haberini ilettiklerinde ortada Alaşehir hattı da kalmamıştı.
İngilizler, pohpohlayarak Anadolu topraklarına gönderdiği yüzbinlerce Yunan askerini son bir gayet ile kurtarmak için çaba sarf ettiyse de o da hiçbir işe yaramayacaktı. Sonunda onlarda gerçeği geçte olsa fark edeceklerdi.
Yunan ihtirasları Batı Anadolu’da bir daha dirilmemek üzere tarihin derinliklerine gömülüyordu.
Bu yıl, millet olarak bu coşkunun, bu haklı gururun ve bu zaferin 100. Yıl dönümü…30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu olsun!!!